Wednesday, July 3, 2013

'Mursi daha fazla direnemez'


MISIR'DA YAŞAYAN GAZETECİ NECATİ SÖNMEZ İZLENİMLERİNİ AKTARDI
  • Özlem Temena
  • Mısır’da bulunan Gazeteci Necati Sönmez, 30 Haziranda başlayan hükümet karşıtı ayaklanmalarla birlikte Kahire sokaklarında neler yaşandığını anlattı. Sönmez, giderek kitleselleşen eylemlerle ilgili olarak “Mursi’nin ve Müslüman Kardeşler’in bu duruma uzun süre direnç göstermesi pek mümkün görünmüyor” değerlendirmesinde bulundu.
    KAHİRE’NİN TAMAMI ALANLARA ÇIKTI
    30 Haziranda başlayan ve devam eden eylemler boyunca Kahire’deydiniz. Neler yaşandı?
    Eylem hazırlıkları uzun süredir devam ediyordu aslında. “Tamarud” (İsyan) adı verilen kampanya kapsamında imzalar toplanıyor (Ki kimlik bilgileri ile birlikte kayda alınan bu imzaların sayısı 22 milyonu bulmuştu), haftalar öncesinden gösteriler yapılıyor, insanlar 30 Hazirandaki büyük gösteriye davet ediliyordu. Ben Kahire’ye 28 Haziranda geldim ve 30’undaki büyük gösteriye katıldım. Kahire’nin neredeyse tamamı sokaktaydı diyebilirim, sokağa inemeyenler de evlerinin balkonlarından bayrak sallayarak eyleme katılıyor, göstericilere su şişeleri atarak destek oluyordu. Akşamüstü olduğunda Başkanlık Sarayı’nın (İtihadiya) önündeki kalabalık bir kaç yüz bini bulmuştu. Onun dışında Tahrir’de milyonla ifade edilen bir kalabalık, Kahire’nin diğer meydanlarında da yüz binler vardı. Başta İskenderiye, Port-Said, Suveyş olmak üzere Mısır’ın tüm büyük kentlerinde manzara aşağı yukarı aynıydı.
    Eylemlere katılanların bileşeni nasıl?
    Tamarud hareketi ve devamında gelen 30 Haziran eylemi, sadece 2011 başlarında Mübarek’i deviren eylemler serisinin aktif katılımcılarını değil, bu sefer Müslüman Kardeşler’le (MK) örgütsel bağı olmayan hemen herkesi kapsıyor. Laikler, liberaller, solcular, sosyalistler, Hıristiyanlar, işçiler, kadınlar... Bunlara orduyu ve polis teşkilatını da katmak lazım. Çünkü onlar da, eylemcilere müdahale etmeyeceklerini baştan ilan etmişlerdi. Kısacası Mursi’nin 1 yıllık iktidarı, kendi cemaati dışında hiç kimseyi memnun edememiş görünüyor.
    Eylemlere katılan kesimlerin çok farklı olduğunu söylediniz. Nasıl sağlandı bu birliktelik?
    MK’nin dışında kalan tüm muhalif kesimleri bir araya getirdi. Kısacası, mevcut muhalefet partilerinin (Ve onların oluşturduğu gevşek koalisyonun) yapamadığını sokak yaptı. Şunun altını çizmek lazım; bu kesimler ‘yeni’ bir devrimin peşinde değil, 25 Ocak 2011’de başlayan devrimin kazanımlarına sahip çıkmak ve onu tamamlamak için sokakta. O tarihte meydanlara inmeyip sonradan iktidarı ele geçiren, yani kendi devrimlerini alenen gasbeden MK’ye karşı bir isyan bu. Çünkü devrimin meyvelerini göremediler, iki yıldır hayatlarından en ufak bir iyileşme yaşanmadı. Bilakis, durum daha da kötüye gitti, biraz daha yoksullaştılar, benzin, elektrik, gıda gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiler.
    Ordunun ültimatom kararı alanlarda nasıl karşılandı? Ordunun kararının büyük bir coşkuyla karşılandığına dair haberler var, aslı nedir?
    Ordunun yayınladığı metin son derece dikkatli ve demokrasiye bağlı görünen bir metin. Eylemlerde dile gelen talepleri meşru sayarak bunların (‘gençlerin meşru taleplerinin’) karşılanması için Mursi’nin 48 saat içinde adım atmasını, muhaliflerle uzlaşmasını talep ediyor. Eğer bunu yapmazsan biz kendimiz bir yol haritası çizeceğiz, diyor. Bu ordudan eylemlere verilmiş açık bir destek anlamına geliyor, ki sokak ve meydanlarda genellikle coşkuyla karşılandı. Önceki gün akşam, Kahire üzerinde bayrak açmış bir dizi helikopter uçurarak bu coşkuyu daha da körüklemeye çalıştılar.
    HALK ORDUNUN YAPTIKLARINI UNUTMUŞ DEĞİL
    Ordunun bir yıl öncesine kadar devrimi boğmaya çalıştığını, pek çok insanın ölümünden sorumlu olduğunu, 2011 devrimine katılan bir çok aktivistin askeri mahkemelerde süründüğünü de insanlar unutmadı. Ordu, halen Mübarek’in ordusu... Muazzam bir ekonomik sektörü de elinde tutan bir ordu. Demokrasiye olan aşklarından değil, ama ülkenin kendilerini de etkileyecek ekonomik bir çöküşe doğru sürüklenmesinden kaygı duyup durumdan vazife çıkardılar, sanıyorum. Eylemcilere verilen bu destek kararı askeri bürokrasi içinde ABD’yle göbek  bağı olmayan bir kesim tarafından alınmış olabilir, diye de bir tahmin yürütmek mümkün.
    Ordunun verdiği zaman bugün doluyor, ne gibi hazırlıklar yapılıyor?
    Mursi yönetimi, ordunun ültimatomunu tanımadığını bildirdi. Seçilmiş başkan olarak görevinin başında olduğunu söyleyerek, ciddi bir adım atmayacağını ilan etmiş oldu aslında. Bundan sonra ordu yeni bir girişimde bulunmasa bile, işçilerin genel greve gitmesi, halkın da sivil itaatsizlikle eylemlere devam etmesi bekleniyor. Zaten 3 gündür fiili bir grev durumu var, iş yerleri kapalı, kimi resmi daireler de kapıya kilit vurmuş durumda. Mursi’nin ve Müslüman Kardeşler’in bu duruma uzun süre direnç göstermesi pek mümkün görünmüyor.

    MURSİ’NİN GİTMESİ ŞART
    Eylemler boyunca öne çıkan slogan ve talepler nelerdi?
    Atılan sloganlar son derece renkli, ama bu son eylemde bütün talepleri tek bir slogana indirgemek mümkün: ‘İrhal’, yani ‘Git!’ Eylemciler, net olarak Mursi’nin gitmesini istiyor. Bunun gerisinden gelen talepler ise, şimdiki Anayasa Mahkemesi Başkanının geçici başkanlığında teknokratlardan oluşan bir geçiş hükümetinin kurulması, hiçbir ulusal uzlaşmaya dayanmadan MK’nin dayatmalarıyla geçirilen anayasanın iptal edilmesi ve yeni bir anayasanın yazımına başlanması, kısa süre sonra da parlamento ve başkanlık seçimlerinin yapılması.  (İstanbul/EVRENSEL)